NUMAN KURTULMUŞ ESENLERLİ GENÇLERLE BİR ARAYA GELDİ
TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, “Gençlerle Başbaşa- Türkiye Yüzyılı’nda Yeni Anayasa Arayışları” adlı söyleşi kapsamında Esenlerli gençlerle bir araya geldi.
Kurtulmuş, “Filistin’de son yaşananlar hepimizin yüreğini sızlatıyor. Büyük insanlık suçlarının işlendiği bir döneme hep beraber şahitlik ediyoruz. Türkiye’nin sözünün daha güçlü olabilmesi için içeride toplumsal yapının, ekonominin ve dış politikanın çok güçlü olması lazım. İşte bu anlamda yeni anayasa meselesine Türkiye’nin sağlam toplumsal yapısının bir ihtiyacı olarak bakmak zorundayız” dedi.
Esenler Belediyesi, “Gençlerle Başbaşa-Türkiye Yüzyılı’nda Yeni Anayasa Arayışları” programı kapsamında Esenlerli gençleri TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş ile bir araya getirdi. Programda Kurtulmuş, Türkiye Yüzyılı’nda yeni anayasa arayışları, Filistin’de yaşanan gelişmeler ve gündeme ilişkin pek çok konuda gençlerin yönelttiği soruları yanıtladı. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi içerisinde yer alan Dr. Kadir Topbaş Kütüphanesi’nde gerçekleşen söyleşiden önce Prof. Dr. Kurtulmuş, Cumhuriyet’in 100. yılına özel olarak düzenlenen “Kuvâ-yi Milliye Sergisi”nin açılışını gerçekleştirdi.
2023 TARİHİN DÖNÜM NOKTASIDIR
TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, sözlerine Türkiye için 2023 yılının çok önemli olduğunu söyleyerek başladı. Kurtulmuş, “2023, tarihi bir dönüm noktasıdır. Yıllardır konuştuğumuz Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci asrına girişin hemen öncesindeyiz. 29 Ekim ile birlikte Türkiye Cumhuriyetimizin ikinci asrına gireceğiz. Biz hep daha ileriye doğru hedefler koymalıyız. İlk asrımız nice badirelerle geçti. Nice zorluklarla geçti. Nice yokluklar ve yoksulluklarla geçti ama Türkiye’nin bu bir asır içerisinde önemli mesafeler de kazandığını, ciddi kazanımlar elde ettiğini biliyor ve bunlarla iftihar ediyoruz. Özellikle genç nesillerimize bırakacağımız Türkiye ile ilgili en önemli kazanımlardan birisi hem kendisine özgüven içerisinde bakması, hem de hep önüne yeni hedefler koyabilmesidir. Türkiye Yüzyılı hedefi, sadece bir siyasi partinin hedefi değil, sadece bir siyasi grubun değil, milletimizin ortak bir hedefi olarak önümüzde duruyor. Türkiye Yüzyılı’nı bir cümleyle özetlemek mümkündür: İnşallah Cumhuriyetimizin ikinci asrını sözü güçlü, gücü tesirli bir yüzyıl haline getireceğiz” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE YÜZYILINI TAHKİM ETMEYİ HEDEFLİYORUZ
Türkiye’nin bu zorlu coğrafyada güçlü bir şekilde ayakta durmaktan başka bir seçeneğinin olmadığını ifade eden Kurtulmuş, “Türkiye hiçbir alanda bir başka ülkeye güvenerek bir başka paktın kendisine gösterdiği yerde durarak değil, kendi tercih ettiği milli istikametleri çerçevesinde yol alarak yere sağlam bir şekilde basarak istikametini tayin etmek zorundadır. Diyoruz ki Türkiye eksenini tahkim etmek de Türkiye yüzyılı hedeflerinden birisidir. İşte Filistin’de son yaşananlar hepimizin yüreğini sızlatıyor, içimiz kan ağlıyor. Gerçekten insanlığın kabul etmesinin mümkün olmadığı büyük insanlık suçlarının işlendiği bir döneme hep beraber şahitlik ediyoruz. Her gelişmeye çok daha duyarlı olduğu bir döneme giriyoruz. Türkiye’nin bu gelişmelerde sözünün daha güçlü olabilmesi için içeride toplumsal yapının, ekonominin ve dış politikanın çok güçlü olması lazım. İşte bu anlamda yeni anayasa meselesine de Türkiye’nin sağlam toplumsal yapısının bir ihtiyacı olarak bakmak zorundayız” dedi.
82 ANAYASASINDAN KURTULMAK OLMAZSA OLMAZIMIZDIR
1982 ve 1961 anayasasının darbe ürünü olduğunu kaydeden Kurtulmuş, “ Bu anayasalar, milli iradeye karşı darbeyi yapan sınıfların gücünü, kuvvetini, kudretini yerli yerinde tesis etmek ve darbecilerin hukukunu korumak için geliştirilmiş hukuk metinleridir. Dolayısıyla Türkiye’nin 1982 anayasasından kurtulması, Türkiye için bir lüks olmaz. Bu Türkiye’nin olmazsa olmaz meselelerinden birisidir. Evet şu söylenebilir: Çok değişiklikler yapıldı. Anayasanın onlarca maddesi değişti ama anayasanın ruhu hala bu metnin içerisinde vardır. O ruhta da milletin egemenliği değil, egemenlerin millet üzerinde sultasını esas alan bir anlayış söz konusudur. Onun için diyoruz ki vakti gelmiştir. Yeni anayasanın gerçekten yeni bir mantıkla, milli iradeyi esas alan, millet egemenliğini her şeyin üstünde koyan bir anlayışla yapılması lazım. Birinci özelliği anayasanın yeni olmasıdır. İkinci özelliği sivil olmasıdır. Toplumun bütün kesimlerinin, sivil toplum kuruluşlarının, farklı kanaat sahiplerinin, herkesin görüşlerini ifade edebildiği güçlü bir anayasa yapım süreci, sivil bir iradeyle ortaya konulmuş olan bir sürecin tesis edilmesi lazım. Üçüncüsü ise kapsayıcı olmasıdır. Toplumdaki bütün farklılıkların ortak sesi olabilecek ortak bir kabulüyle gerçekleşebilecek kapsayıcılığa anayasanın ulaşması lazım. Dördüncü özelliği ise insanı odağına almasıdır” ifadelerinde bulundu.
DÜNYANIN YENİ BİR SİSTEME İHTİYACI VAR
Konuşmalarında Birleşmiş Milletleri de eleştiren Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bırakın savaşları durdurmayı, göç meselesini önleyebiliyor mu Birleşmiş Milletler? Bırakın göç meselesini önleyebilmeyi, dünyadaki açlık, kıtlık ve insani krizler meselesini önleyebiliyor mu? Çökmüş olan bir dünya sistemi. Sayın Cumhurbaşkanımız son yıllarda, belki son on yıldır bütün uluslararası platformda şunu söylüyor: ‘Bu sistem dünyayı taşımaz. Yeni bir sisteme ihtiyaç var. Dünya beşten büyüktür. Her ülkenin adil ve hakkaniyetli bir şekilde olduğu bir dünya sistemine ihtiyaç var.’ Bunu söylüyoruz. Şimdi yavaş yavaş dünyanın beşten büyük olduğu ve yeni bir dünya sisteminin kurulması gerektiğini insaf sahibi bütün siyasi yönetimler görüyor. Niçin? Türkiye daha fazla güçlendiği için. Türkiye’nin uluslararası alanda sözü itibarlı hale geldiği için. Onun için diyoruz ki sözü doğru söylemek tek başına yetmez. Sözün arkasında mutlaka gücün olması lazım. Güçten kastımız nedir? Askeri güçtür. Teknoloji güçtür. Ekonomik güçtür. Toplumsal güçtür. Milletin çok güçlü dayanışmasıdır. İşte onun için bunların önemli araçlarından birisi olarak da yeni, halkla bütünleşmiş, halkın bağrından ve fikrinden çıkmış bir anayasa ile Türkiye bunları gerçekleştirebilecektir.”
TÜRKİYE ANAYASASI DERİN BİR HİKÂYEDİR
Programda konuşan Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu ise “Bugün Türkiye Yüzyılı’nda anayasa tartışmaları bağlamında milli iradenin en üst seviyede temsili makamında bulunan TBMM Başkanımızı gençlerle buluşturmak istedik. Türkiye’nin anayasası derin bir hikâyedir. Maalesef bizim anayasamız hep zorlu dönemlerde ortaya çıkmıştır. Belki de ilk defa Türkiye böyle bir zorlu dönem olmaksızın bütün iradenin, bütün güzelliklerin yansıyacağı ve Türkiye’de toplumun bütün hücrelerinin kendisini bulacağı bir anayasaya kavuşur. Bu bağlamda TBMM Başkanımızı davet ettik. Kendileri bizi kırmadılar. Teşriflerinden dolayı teşekkür ediyorum” dedi.
ESERLERDEKİ DUYGU İÇSELLEŞTİRİLMELİ
Sanatçı Haydar Şişman’ın 23 eserinden oluşan “Cumhuriyet’in 100. Yılında Kuvâ-yi Milliye Sergisi” de bugün Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde kapılarını açtı. 31 Ekim’e kadar ziyaret edilebilecek sergi hakkında konuşan Şişman, “Sergi, son 10 yıllık bir projemdi. 20 yıldır böyle bir şey yapmayı planlıyordum. Önce 19 Mayıs 2019’u düşünmüştüm. Fakat Cumhuriyet’in 100. yılında böyle bir sergi yapmanın daha büyük bir iş olacağını düşündüm. Genel olarak sergide bir konu bütünlüğü var. Hepsi neredeyse aynı döneme ait. Tüm eserler benim için özel. Aynı bir anne babanın çocukları gibi. Bugünlerde üzerimizde Filistin ile ilgili bir hüzün var. Sanki biz bir şeyleri eksik yapmışız gibi bir duygu içindeyim. Belki burada bir Filistin resmi olmadığı için kendimi suçladığım anlar olmuştur. Sergide Hocalı Katliamı ile ilgili iki tane resim var. Filistin’i de bu sürecin dışında görmedim hiçbir zaman. Bundan sonraki sergilerimizde onu da dâhil edebiliriz. Çok gururluyum. En büyük isteğim insanların eserleri incelerken biraz kafa yormaları. Herkesin buradaki duyguyu, kaygıyı ve derdi içselleştirmesini isterim” şeklinde konuştu.