Bir Milletin Kalbinde Yankılanan İsim
Bir İsim, Bir Sancağın Gölgesi
Ya Muhammed…
Sallallahu Aleyhi ve Sellem…
Belki de dünyada en çok ihtiyaç duyulan kişidir.
Adının duyulduğu, ruhani kişiliğinin yâd edildiği yerlerde kalplerin sevgiyle titrediği, gözlerden sevgi selinin akıtıldığı, kalplerin sevda atışı ve iç alemin tarifsiz huzuruna ulaştığı, yollara revan olunan aşıkların en müstesna sevdasının adı, Alemlere Rahmet olarak gönderilmiş şahsiyet…
Ya Muhammed…
Sallallahu Aleyhi ve Sellem…
İsmin zikredildiğinde yüz binlerin tek yürek tek vücut olduğu güzeller güzeli Efendim. İsmin dillerde zikredildiğinde gözyaşları secdeye akar, öfke selamete dönüşür.
İşte, koskoca bir ülke, senin adının etrafında kale duvarı gibi kenetlendi.
Ne siyaset kaldı o an ne ayrılık ne de başka bir şey.
Millet sâdık bir ümmet olarak tek ses, tek nefes oldu.
Çünkü bu dava senin adınla kaim, bu millet senin ahlakınla diridir. Bugün senin adına edilen hakaret, sadece bir dine değil; bir medeniyete, bir insanlık idealine, bir adalet güneşine karşı yapılan hadsizliktir. Elleri kurusun, dilleri lâl olsun. Her daim Sana saldıran, iftiralar atan Ebu Cehil’e lanet olduğu gibi onun azgın ve şirret torunlarına da lanet olsun.
Neden Hedef Alınıyorsun Efendim?
Sana Yapılan Saldırıların Arkasındaki
Derin Sebepler Ne Olabilir ki?
Peygamber Efendimize yapılan çirkin saldırılar basit bir provokasyon değildir. Adeta insanlığın vicdanını susturma girişimidir. Bugün hâlâ merhamet, adalet ve hakkaniyetten söz ediyorsak, bu mirasın asli taşıyıcısı Peygamber Efendimiz Muhammed Aleyhisselamdır. Onun şahsı değil, temsil ettiği değerler rahatsız etmektedir göz dönmüş, aklı bulanmış, kalbi kararmış Ebu Leheb torunlarını. Çünkü O, yani Peygamber Efendimiz Aleyhisselam:
-Zayıfın yanındaydı.
-Adaleti, krallara korku; mazluma umut yaptı.
-Kadını onurlandırdı, yetimi kolladı, köleyi özgürleştirdi.
-Düşmanına bile merhamet etti.
Köküne kibrit suyu döktüğümün sözde modern dünyasının kibri, bu tevazuya tahammül edemiyor. Kapitalizmin acımasızlığı, Onun infak ahlakıyla çatışıyor. Batı’nın azgın ve kibirli bireyciliği, Onun ümmet bilinciyle sarsılıyor. İşte bu yüzden Onun adını karalayarak, ardındaki medeniyeti değersizleştirmeye çalışıyorlar. Güneş, balçıkla sıvanmaz.
Hakikatlerin güneşi karartılamaz.
Millet ve Ümmetin Nasıl Davranmalı? Duygusal Tepki Yerine Akl-ı Selimle Savunma Gerekir
Peygamberimize hakaret, sadece sokaklarda protesto edilerek karşılanacak bir durum değildir. Evet, tepkimiz olmalı, ama bu tepki:
-Varlığımızı, vakarımızı ve ahlakımızı yansıtmalı.
-Eğitimle, hukukla, diplomasiyle, sanatla ve ahlaki örneklikle yapılmalı. Bu saydıklarımız pervasızlıkların sergilendiği alanlar olamaz.
-Gençlerimize Peygamber Efendimiz’i anlatmalı, tanıtılmalı, Onun hayatını sadece sevmekle değil, anlamakla da yüceltmelidir.
-Peygamber Efendimiz Muhammed Aleyhisselamın izinden gitmek demek, Onun gibi davranmak demektir:
-Öfkesine hâkim olmak, diliyle örnek olmak, fikriyle aydınlatmak…
Toplumu Birleştiren Bir Ruh: O’nun Ümmeti Olmanın Sorumluluğu
Hiçbir siyasi figür, hiçbir entelektüel kimlik, bir toplumu Onun kadar birleştirememiştir. Bugün memleketin doğusu ile batısı, genciyle yaşlısı, dindarıyla farklı görüşte olanı aynı tepkiyi aynı anda verdiyse, bu Onun “Rahmeten lil âlemin” (âlemlere rahmet) oluşundandır.
Milletin ortak paydası Odur. Bu sebeple:
-Onun adı etrafında birleşmek, ayrılıkları susturur.
-Onun hayatını örnek almak, adaletsizlikleri azaltır.
-Onun sevgisini yaymak, nefretin ve ırkçılığın önünü keser.
Peygamberimizi Tanımak, Sadece Sevmek Olmayıp, Anlamak Gerekliliğidir
Onu anlamak için:
-Kur’an’a kulak vermek gerekir. Çünkü Kur’an Onun ahlakıdır.
Hadislerini hayatımıza taşımak gerekir. Çünkü O yaşayan sünnettir.
Hayatını rehber edinmek gerekir. Çünkü O her çağda geçerli bir örnektir.
Çünkü Efendimizin en büyük mucizesi, kalpleri fethetmesidir. Ne zorbalıkla ne parayla ne tehditle… Sadece sevgiyle, adaletle ve hikmetle…
Bir Ayet, Bir Hadis, Bir Fikir
– “Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.” (El Kalem/4)
– “Sizden biriniz, kendisi için istediğini kardeşi için de istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş (Kâmil iman etmiş) olmaz.” (Buhârî, İman 7)
İmam Gazâlî der ki: “Peygamberin sünnetine uymak, dışı ibadet olan bir ilim, içi ise Allah’a yakınlık olan bir sırdır.”
Ya Muhammed,
Senin Adınla Diriliyoruz
Ey Nebiler Sultanı, Ey Başların Tacı, Gönüllerin Süruru
Adına yapılan hakareti işiten bir millet ayağa kalktı. Sana laf edilince, susmayı utanç saydı. Senin adın devadır. Yolun rahmettir. Senin adın adalettir, merhamettir, medeniyettir. Bu millet sana sadıktır. Çünkü dünya ve insanlık senin izinde buldu huzuru.
Şimdi görev, seni hakkıyla tanımakta, seni örnek almakta, seni ilmek ilmek hayatın her safhasına dokumaktadır.
Evlerin baş köşelerinde sen olmalısın.
Kulaklarda ve kalplerde ölçü sen olmalısın.
Sözde medeniyeti insanlığın zirve noktasına ancak senin rol modelliğin ulaştırabilir.
Adına yapılacak saygısızlık, tebliğ ettiğin inanca yapılan hakaret ve engellemeler ne ümmetini yerinde durdurur ne de milletimin kara sevdalılarını. Biz Sana sevdalı bir milletiz ve özümüzde olduğun için de kendimizi aziz ve bahtiyar saymaktayız.
Biz hepimiz Abdullah’ız ve hepimiz Muhammed’iz!
Kalın sağlıcakla…
Gökmen CAN / Eğitimci Sosyolog