Ana babadan neden utanılır ki? Daha doğrusu “evlat” olan birisi için, -namus ve yüz kızartıcı durumlar hariç- ana babasından neden utanır ki? Kelime bilgisi az olabilir, kaşık tutmasını bilmiyor olabilir, hatalı davranışlarda bulunabilir, yanlış kararlar verebilir, şu-bu-o türden eksiklikler veya hatalar yapabilir. Tüm bunlar ana babadan utanmak için yeterli midir? Bir baba olarak, bir evlat olarak, bir eğitimci olarak, bir sosyolog olarak buna koskocaman “hayır” diyorum ve bunu yapanlara da asla katlanamıyor hemen tepkimi gösterebiliyorum. Çünkü biz “aile-ana baba” gibi üç servetin varlığında büyüdük.
Kendi elimizle ve dilimizle çokça abarttığımız, farklı anlamlar ve tanımlamalar yüklediğimiz ergenlik dönemi, birey olma ve kimlik arayışının ön plana çıktığı bir dönemdir. Bu dönemde gençler hem fiziksel hem de duygusal anlamda değişimler yaşar. Kendi kimliklerini bulmaya çalışırken, yanlış anlamalar, önyargılar, gelişmemiş empatik özellikler, tecrübe eksikliği ve zamanımızda çokça maruz kalınan “teknolojik zorbalık siber hipnotizmalar” nedeniyle aileleri ile olan ilişkileri de bu değişimlerden etkilenir. Özellikle 11-17 yaş aralığındaki birçok genç, zaman zaman ailelerinden utanma eğiliminde olabilir/oluyorlar. Bu, genellikle toplum içinde ya da arkadaş gruplarıyla birlikteyken daha belirgin hale geldiği gözlemlenmektedir. Yani “çıktığı yumurtanın kabuğunu beğenmeme” sahneleri yaşanmaktadır. Ancak tüm zorluklara ve üzüntülere rağmen bu utanma duygusunun, ilişkileri zedelemeden yönetilmesi ve aşılması mümkün müdür? Evet, mümkündür?
Ailelerinden Neden Utanılır ki?
İnsan fıtrati özellikleri bakımından gençliğe adım öncesi olan “ergenlik” döneminde, bireysel kimliklerinin oluşumu çabasındadırlar. Bu süreçte ailelerinden bağımsız olmak isterler ve dış dünyada kabul görmek için çaba harcarlar. Aileleriyle olan bağları ya da ailelerinin mevcut durumları, onları “farklı” ya da “yetersiz” hissettirebilir ve bu da utanma duygusuna yol açar. Kendi sosyal çevrelerinde kabul edilme arzusu, ailelerinin onları utandırdığı hissini güçlendirebilir.
Ayrıca gençlerin arkadaş çevreleri, onlara karşı büyük bir etkileme gücüne sahiptir. Ailelerinin davranışları, giyimleri, konuşma biçimleri ya da alışkanlıkları arkadaş çevrelerinde alay konusu olabileceği düşüncesiyle, gençler kendilerini koruma içgüdüsüyle ailelerinden utanmaya başlarlar. “Normal” olma çabası içinde, ailelerinin bu “normalliği” tehdit ettiğini düşünebilirler.
Bir de kuşaklar arası çatışmalar gerçeği vardır ki, doğru yönlendirilmeyen/eğitilmeyen/kültürlenmeyen bireyler, ailelerini, arkadaş çevreleriyle ya da içinde bulundukları sosyal medyayla aynı dili konuşmaması sebebiyle bir utanç kaynağı sayılabilmektedir. Ailelerin “eski kafalı” görünmesi ya da modern dünyaya ayak uyduramamaları, gençlerde utanç duygusunu tetikleyebilir.
Bu durumları yaşayan kimseler için, taşıdıkları düşüncelerin yanlışlığı konusunda şöyle izahta bulunabiliriz:
İlk olarak aileler, bireylerin yaşamında en önemli destek sistemlerinden/kurumlarından biridir hatta en baştaki noktadır. Zor zamanlarda, başarı ya da başarısızlık anlarında aileler, koşulsuz sevgi ve destek sunarlar. Ana babadan, ailelerinden utanmak, bu güçlü bağı zayıflatabilir ve iletişim sorunlarına yol açabilir. Aile bağlarını zayıflatmak, bireyin uzun vadede duygusal sağlığını olumsuz etkileyebilir. Duyguları alınmış bir et parçasına dönebilir.
Her ne kadar gençler ana babalarını, ailelerini kusursuz olmalarını bekleseler bile, unutmamak gerekir ki her birey gibi ana babalar, aileler de insandır ve hata yapabilir. Onların hata yapmaları, gençler üzerinde kalıcı olumsuzluğu yerleştirmemeli; aksine, aileleri de kendi kimliklerini ve geçmişlerini kabul etmelidir.
Geçici olan gençlik döneminde/tüm hayatımızda arkadaş gruplarının ya da toplumsal beklentilerin önemi çok büyük görünse de zamanla bu algıların değişir olduğu akıldan çıkarılmamalı. Gençler, zamanla ailelerinin yanında olmasının ve onları desteklemesinin ne kadar değerli olduğunu fark ederler. Ailelerinden utanmak, uzun vadeli duygusal bağları zayıflatır ve geri dönmesi zor duygusal yaralar açabilir. Ana babaların varlık kıymetlerini anlamak için ölmeleri gerekli değil, bunun bilinmesi gerekir.
Evet, özellikle ergenler ve gençler, sözüm size, bize ve herkese!
Ailelerinizin de kendi hayat tecrübelerine sahip olduğunu ve sizi en iyi şekilde desteklemek için ellerinden geleni yaptıklarını anlamaya çalışın. Empati kurarak onların perspektifinden bakmak, utanma duygusunun azalmasına yardımcı olabilir. Ailelerinizin sizin için ne kadar fedakârlık yaptığını hatırlamak, bu süreçte çok önemlidir.
Ailelerinizle hissettiklerinizi paylaşmak, utanma duygunuzu hafifletebilir ya da ortadan kaldırabilir. Onlara, toplum içinde sizi rahatsız eden durumları anlatın. Açık bir iletişim kurarak, onların da size nasıl destek olabileceklerini anlamalarını sağlayabilirsiniz. İletişim kurmak, her iki tarafın da birbirini daha iyi anlamasına yardımcı olacaktır.
Aslında ailelerinizle olan bağlarınız, kim olduğunuzun bir parçasıdır. Onları kabul etmek ve onların size sağladığı destekle gurur duymak, sizi daha güçlü kılacaktır. Toplum ya da arkadaşlarınızın ne düşündüğüne fazla odaklanmak yerine, kendi kimliğinizi ve ailenizin sizin üzerindeki olumlu etkilerini kabul edin. Ailenizi kabul ettikçe, utanma duygusu yerini gurura bırakabilir.
Ergenlik dönemi geçici bir süreçtir ve bu dönemde hissettiğiniz utanma duygusu da zamanla kaybolacaktır. Yaş aldıkça, ailenizin size ne kadar değer kattığını ve hayatınızdaki yerini daha iyi anlayacaksınız. Aileler, sizi gelecekteki hayatınıza hazırlayan temel unsurlardır. Onlara şimdiden kıymet vermek, ilişkilerinizi güçlendirir. Dediğimiz gibi “aile ve ana baba kıymeti için” illa ki onların “ölmelerini” beklemeyin. Beklerseniz “duvara toslarsınız”. Demedi demeyin.
Gökmen CAN / Eğitimci Sosyolog